29 Mart 2011 Salı

Olgunluğun zarafeti!














Let England Shake- PJ Harvey

Muhteşem “White Chalk”tan dört yıl sonra gelen yeni PJ Harvey albümü “Let England Shake”’in taa Riga’lardan getirilip bana armağan edilmiş plağını dinlerken bir kez daha düşünüyorum: PJ Harvey gibi yaş almak istiyorum. Sahip olunan yetenekle her geçen yıl O’nun gibi mucizevi noktalara sıçrayarak değilse de böyle kendinden süzülmeyi, akmayı bilerek, derinleşirken aynı anda sadeleşerek, tepki koymaktan, karşı çıkmaktan korkmayarak… Bir yaşam bilgeliğini tüm dertleriyle sırtlanarak ve bu dertlere sahip olmaktan gurur duyarak! Tüm bu söylediklerimi fazlasıyla içinde barındıran “Let England Shake” hemen gösteriyor ki PJ Harvey’i dört yıl beklediğimize fazlasıyla değmiş.

Bu albümde Pj Harvey, hem müzikal hem düşünsel olgunluğunun eseri tam 12 muhteşem şarkı sunuyor bize. Dünyayı yönetenlere, politikacılara, ordulara ve militarizme duyduğu kızgınlıkları, son derece sakin, kendinden emin bir tonda dile getiriyor ve hem kendi müzikal tarihinin hem de yılın en iyi işlerinden birine imza atıyor. Bir önceki albümü White Chalk’la belirginleşen sessiz ve bilgece öfkesine ve derinliğine, bir o kadar sakin ve içten bir halka ekliyor. Hiç bağırmadan, kendini kaybedip öfkesini sertçe suratımıza çarpmadan kirlenen içini temizliyor. Bilgelik pelerininin altından sarkastik bir ifadeyle gülümserken zarafetiyle büyülüyor. Bir İngiliz olmanın dertlerini ve İngiltere’nin kirli yüzünü önümüze sermekten hiçbir çekince duymuyor.

Dorset’te deniz kenarındaki bir kayalığın üzerinde yer alan, 19. yüzyıldan kalma bir kilisede kaydedilen bu nefis albümün yapımcılığını John Parish, Avustralyalı müzisyen/prodüktör Mick Harvey ve İngiliz prodüktör Mark Ellis üstlenmiş. Pj Harvey’in yeni enstrümanı Autoharp, yeni albümün ruhu, tınısı, en büyük rengi olmuş.

Özellikle şaşırtıcı derecede zarif “The Glorious Land”, bir Nick Cave şarkısı tadındaki “The Words That Maketh Murder”, fikrimce albümün en iyisi “On Battleship Hill” ve unutulmaz güzellikteki “In The Dark Places”i itinayla ve keyifle dinleyin.

4 Mart 2011 Cuma

Kalbi kırık Überlin...













R.E.M’in yepyeni albümü “Collapse Into Now” yayınlandı. İlk klip ise şüphesiz albümün en iyilerinden Überlin’e geldi. Überlin’in klibinde “Kick- Ass” ve “Nowhere Boy”dan da hatırlayacağımız Aaron Johnson oynuyor. Klibiyle Radiohead’in “Lotus Flower” klibinin kaldığı yerden devam ediyormuş hissi veren Überlin, şüphesiz yepyeni R.E.M albümü için eşsiz bir referans olacak netlikte ve yoğunlukta. Bir anlamda grubun efsanevi "Automatic For The People" dönemine bir dönüş sayılabilecek Überlin, yumuşak, kırılgan, akılda kalıcı ve etkili. Ama kesinlikle yalnız değil, albümde an az onun kadar etkileyici başka şarkılar da var. Kırık kalplerin, terk edilen şehirlerin ve evlerin şarkısı “Oh My Heart”, buruk gülümsemesiyle “Every Day is Yours to Win”, James Dean’le yaşadığı büyük aşk ve biseksüelliğiyle de kült bir figür olan Marlon Brando’ya yazılan “Me, Marlon Brando and I” ve Patti Smith’in nefis bir vokalle eşlik ettiği unutulmaz güzellikteki “Blue”, bu çok etkili şarkılar arasında yer alıyor. R.E.M, 3 yıllık bir bekleyişin ardından çıkardığı “Collapse Into Now” ile, bir önceki albüm “Accelerate”ten çok daha yoğun ve güçlü şarkılar armağan ediyor.


REM - Überlin [Clip officiel]