31 Aralık 2011 Cumartesi

Yılın Şarkıları- 14



Metronomy- The Look

İşte yılın şarkılarında son perde... Bu yıl çıkan albümleriyle İngiltere'nin en prestijli müzik ödülü Mercury'e aday olarak adından çokça söz ettiren Metronomy, şaka, ironi, masumiyet ve oyun tadı taşıyan şarkılarıyla beni çocukluğumun hayal aleminlerinde kimsesiz ve sessiz bırakmayı becerdi. Zaten bunca depresif, hüzün dolu yılın şarkısı seçiminden sonra mutlu ayrılmamız için Metronomy şart oldu. Önce şeker tadında"The Look" ve ardından bence yılın en şahanesi "The Bay"...

Bu ülkede mutluluk artık bir ütopyaysa da mutlu yıllar!

30 Aralık 2011 Cuma

Yılın Şarkıları- 13



Feist- Graveyard

Yılın son çeyreğinde gelen Feist albümü "Metals" tüm Feist albümleri gibi yer yer edebi, yer yer feylesofça, yer yer hafif ve uçucuydu... Ama "Graveyard", bunların hepsinin dışında, başka coğrafyalara, başka sulara aitti. 2011'de derin bir iz bıraktı "Graveyard", kolay kolay unutulmaz.

Yılın Şarkıları- 12



Stateless- Ballad of NGB

"Lie to me Matilda, Lie, Lie, Lie, Lie" nakaratıyla "la-la-lay" diye şarkı söylemelerimize son derece melodramatik ve meydan okur bir ton kazandıran Stateless'in bu şarkısı, bir Almodovar filmine yakışacak ve aynı filmde Matilda'ya "sinir krizinin eşiğinde bir kadın" rolü verecek kadar manidar, çok katmanlı ve damardan... Yılın en şahanelerinden ve Stateless'ın her şarkısı özel "Matilda" albümünden.

Yılın Şarkıları- 11



James Blake- The Willhelm Scream

Yılın "asaleti mutsuzluğundan gelen" tek şarkısıydı belki de "The Willhelm Scream"... Kendini tekrar eden döngüsel sözleri, şarkının karanlığına kontrast yemyeşil bir göl yüzeyi kadar parlak, rüya kadar flu video'su ve Blake'in soul sonrası karanlık, acılı, yenik sesiyle!

James Blake, 2011'de karanlığıyla bir ışık gibi parlayan şarkılara ve hayatımıza yeni bir ses verdi. Yılın şarkıları arasına girmezse olmaz "Limit to Your Love"la birlikte size hediye.

29 Aralık 2011 Perşembe

Yılın Şarkıları- 10



Kate Bush & Elton John- Snowed In At Wheeler Street

Çocukluğumda ve ilk gençliğimde çok büyük yer etmiş iki isim: Kate Bush ve Elton John... Uzak ve Yakın. Su ve Ateş. Aşk ve Nefret. "Asla bir araya gelmeyecekler" listesinin en başına yazabileceğimiz bu iki dev isim, birlikte şarkı söylemenin çok ötesinde bu yılın en güzel, en parlak işlerinden birine imza atmış oldular. Kate Bush'un 6 yıl sonra gelen ilk stüdyo albümü "50 Words of Snow" da yer alan "Snowed In At Wheeler Street" isimli bu şarkı, zamansız, şiddetli ve sıra dışı bir güzelliğe sahip. Buraya şarkının amatör heyecanını gizlemeyen, sürpriz ve son derece hoş bir mix'ini ekliyorum. Sıcak içiniz.

Yılın Şarkıları- 9



Washed Out- Far Away

Gerçek ismi Ernest Greene... Atlantalı. Kimine göre küçük bir prens, kimine göre keyfine düşkün bir romantik. Konserleri kısa, tavrı sıkıntılı, kırılgan. Yıl içinde Washed Out adıyla çıkardığı "Within Without" kanımca hem "lo-fi" kategoride, hem de genel bir değerlendirmede yılın en iyi albümlerinden biriydi. İçinde boş şarkı barındırmayan bu incelikli albümde beni en çok etkileyeni ise umutsuz, esrik, naif tarafı, kendini tekrarlayan "müzik-kutusu" melodisi ve dramatik kemanlarıyla "Far Away" oldu. Buraya da eklediğim bu amatör "fan" videosunun altında bir dinleyicinin "tuhaf" olarak nitelediği bu şarkı, benim için sanki 20 yıl öncesinden sürüklenip gelmiş gibi tanıdık, şaşırtıcı ve özeldi. "Far Away", hayatımın çok özel bir dönemine veda ettiğim 2011 yılı içinde en çok dinlediğim şarkılardandı.

Yılın Şarkıları- 8



PJ Harvey- The Glorious Land

Kırılgan, alaycı, sıra dışı notalar arasında yankılanan savaş trompetleri... Yaşayan en büyük kadın ozan PJ Harvey'in geçmişi ve bugünü bilgelikle aydınlatan sesiyle "The Glorious Land"... Bu şarkıyı yer aldığı o müthiş albümden, "Let England Shake"in aykırı ve derin sularından ayırmak çok zor. Ama bazen dinleyici bencildir.

Ekte yılın en iyileri arasında en başta anılacak "On Battleship Hill" ile birlikte...

27 Aralık 2011 Salı

Yılın Şarkıları- 7



The Japanese Popstars - Take Forever (feat. Robert Smith)

Geçtiğimiz sene Crystal Castles'in Robert Smith'li sürpriz single'i "Not in Love" nasıl bir etki yarattıysa, İrlandalı The Japanese Popstars'ın Smith'in sesine teslim ettiği "Take Forever" da bu sene aynı güçlü etkiyi yarattı üzerimde. "Take Forever"ın şüphesiz en güzel tarafı, "80'lerin ve 90'ların muhteşem The Cure'u eğer ruhunu ve tazeliğini koruyarak bugün iyi müzik yapmayı becerebilseydi işte böyle yapardı" dedirtecek kadar güçlü yankılanıyor olması. Eğer siz de The Cure'ın 2000'lerde yaptığı müzikten benim gibi sıkıldıysanız ve bir zamanlar çok iyi şarkılar yazabilen Robert Smith'in sesini ve elektronik zamanlarını özlediyseniz "Take Forever" size de ilaç gibi gelecek. Lütfen kulaklıkla dinleyiniz.

Yılın Şarkıları- 6



The Antlers- No Widow

The Antlers'in "Burst Apart"ı benim için yılın en iyi üç albümünden biriydi ve bu albümde en sevdiğim şarkı daha ilk kulak verişte aşık olduğum "No Widow"du. Belki çok büyük bir yalnızlığın ve mutsuzluğun şarkısı olduğu için. Belki de sadece bu can yakan melodisiyle bana çocukluğun yapayalnız odalarını, havada asılı kalan o büyük korkuları, zamansız ayrılıkları ve geri dönemeyişleri hatırlattığı için. Bir şarkıyı ya da birini -bir şeyi- gerçekten ve en derinden seversiniz, nedensiz seversiniz.

23 Aralık 2011 Cuma

Yılın Şarkıları- 5



Radiohead- Staircase

Radiohead'in "The King of Limbs"i bu yıl beklenen etkiyi yaratamasa da yıl içinde gelen ve albümün dışında kalan dört şarkıdan oluşan iki single, Radiohead'e ilişkin oluşan tamamlanamamışlık hissini fazlasıyla gidermeyi bildi. Bu iki single'dan biri olan "Staircase", ilk kez grubun "The King of Limbs-Live from the Basement" performansında çalındı ve dijital ortamlarda bir virüs hızıyla yayıldı. Kanımca "Staircase", sadece bu yılın en iyi şarkılarından biri değil, Radiohead'in de bugüne dek yaptığı en iyi şarkılardan biri.

22 Aralık 2011 Perşembe

Yılın Şarkıları- 4



Other Lives- Tamer Animals


Other Lives'in "Tamer Animals" albümü benim için geçen yılın en iyi albümüydü. Bir yaz daha bitiyordu ve İstanbul büyük bir karanlığa doğru çekiliyordu. Gösterişten, pazarlama hilelerinden, bildik formüllerden uzakta, son derece kişisel, derin ve hatta felsefi bir yerde itirafa soyunan "Tamer Animals", tazeliği ve içtenliğiyle beni uzun süre kendi içine hapsetti. Bu şarkı o albüme ismini veren şarkı... İlk dinleyişte çok sevmeseniz de eminim ikinci veya üçüncü karşılaşmanızda çok seveceksiniz.

Yılın Şarkıları- 3



Tindersticks- Medicine

Tindersticks'in 2012'de çıkacak yeni albümünü müjdeleyen "Medicine", yeni yıla çeyrek kala gün ışığına çıktı ve en derin yaralarımıza bir şişe tılsımlı şarap misali ilaç oldu. Ve şüphesiz ki 2000'lerin en güzel Tindersticks şarkısı olduğunu daha ilk dinleyişte kulağımıza usulca fısıldadı. Fazla söze gerek yok; Stuart Staples'in esrik ve dumanlı-bariton sesi, söylemek istediğinden daha fazlasını söylüyor.

21 Aralık 2011 Çarşamba

Yılın Şarkıları- 2



Chimes & Bells- The Mole (Trentemoller Remix)

Chimes & Bells, Kopenhag menşeli 5 kişilik bir topluluk. İlk olarak 2010 yılında "Into Pieces of Wood" isimli bir EP ve ardından içinde "The Mole"un da yer aldığı kendi isimlerini taşıyan "debut" albümlerini yayınladılar. Bu son derece incelikle işlenmiş, sırrı derinliklerinde gizli albümün İngiltere ve Avrupa'nın diğer yarısında yayınlanması 2011'i buldu ve çok da büyük bir ilgi görmedi. Grup için asıl olay kendileri gibi Danimarkalı ünlü DJ ve prodüktör Trentemoller'in şarkılarına el atması oldu. Orijinaliyle de son derece etkileyici bir şarkı olan melankolik ve içe dönük "The Mole", Trentemoller'in elinde provokatif ve "sıra dışı" bir dans şarkısına dönüştü. Trentemoller yaptığı mix'in ilk 1 dakikalık bölümünde şarkının orijinalini olduğu gibi korudu ve ardından gelen Massive Attack'a selam çakan gergin ritimler ve Kraftwerk'vari retro klavye tonlarıyla kanımca yılın ve bir dönemin en iyi şarkılarından birini yeniden yarattı.

Yılın Şarkıları- 1



Woodkid- Iron

Gerçek ismi Yoann Lemoine... Kaliforniyalı. Aslında bir video yönetmeni ve Moby'e bile klip çekmişliği var. Hatta Lemoine, Lana Del Rey'in "Born to Die" klibinin de yönetmeni. 2011 yılında Assassin's Creed Revelations isimli ünlü bilgisayar oyunu için Iron isimli bu şarkıyı yazdı ve Woodkid adıyla hem şarkıya ses verdi hem de video'nun yönetmenliğini üstlendi. Dört şahane beste ve Iron'ın iki farklı mix'inden oluşan altı şarkılık Iron isimli EP'sini Mart ayında yayınladı; ne yazık ki beklentileri boşa çıkararak 2011 yılı içinde bir uzun çalar çıkarmadı. Şüphesiz Iron EP, bir albüm olarak inşa edilseydi yılın en iyi yapımları arasında kendine iyi bir yer bulur ve Woodkid'in yapabileceklerine ilişkin daha net mesajlar verebilirdi. Yine de Iron'ı sadece yılın en iyi şarkıları arasına değil, yılın en iyi video'ları arasına da hiç tereddüt etmeden yazarım. Video'daki arkaik zamanlara özgü erotizme ve erkek bedeni üzerine inşa edilen barok estetiğe dikkat.

20 Aralık 2011 Salı

Motor'un sesi değişti...





















Techno müziğin duayenlerinden Bryan Black ve Oly Grasset'ten oluşan ve elektronik cephede ilginç işlere imza atmasına rağmen benim çok da tahammül gösteremediğim Motor, 4. albümleri CLR'in ilk şarkısıyla görücüye çıktı. "Man Made Machine" isimli bu yepyeni şarkının en büyük sürprizi Depeche Mode'un mucizevi yeteneklere sahip beyni Martin L. Gore'un vokalleri üstlenmesi oldu. Daha ilk dinleyişte "Personal Jesus"u anımsatan ve belki de bugüne dek Motor'un yaptığı en manalı iş olan bu şarkıya kulak vermek isterseniz, işte arz-ı endam...

16 Aralık 2011 Cuma

Arcade Fire, ABBA kılığında...
















Arcade Fire'ın bütün ödülleri toplayan 2010 tarihli son albümü The Suburbs, yeni video'lar, yeni mizansenler ve yeni hisler doğurmaya devam ediyor. Böylesine bereketli, zor bulunur, hazinesi, muhteviyatı bol, engin ve zengin bir albüm çünkü kendisi. Biraz ABBA'yı, biraz Blondie'yi ve biraz da klavye zengini 80'lere ithafen her şeyi içinde barındıran Sprawl II'ye gelen yepyeni video da bu ihtişamlı ve eskimez albümün haşarı ve fazla "hafif" çocuğu. Vokalindeki tiz tınıya bir türlü alışamadığım Sprawl II, yepyeni klibiyle bir Cuma akşamı sefası gibi parlasa da... eminim siz daha güzel dans edersiniz.

14 Aralık 2011 Çarşamba

2011'in en iyi albümleri...


2011’de ağıma takılan albümlerden işte benim süzdüklerim... Daha çok hafızaları tazelemek, atladıklarımızı, unuttuklarımızı yeniden hayatımıza dahil etmek için! En nihayetinde herkesin iyisi kendine.

1- Other Lives- Tamer Animals

Doğa ve insan arasındaki kimya… Bir filozofun derin sözleri… Yoğun ve yalın… Samimi ve yeni… Other Lives’in albümü yılın en başkası, en özeliydi.



2- The Antlers- Burst Apart

Amerika’dan çıkma bir grup bu kadar Avrupalı, derin ve dertli nasıl parlayabilir bilmiyorum. İstanbul konserleri yılın en iyi konseriydi. Burst Apart, her şarkısıyla ve melodisiyle sanki bir ömre yeterdi.


3- Pj Harvey- Let England Shake

Yaş almanın, dönüşmenin, kendi kabuğundan yeni bir “ben” doğurmanın en zarif hali. Nefes kesici White Chalk’tan sonra Let England Shake’le resim tamamlanıyor. Anksiyete gitti, yerine olgun bir bilge geldi.


4- Wild Beasts- Smother



5- Stateless- Matilda



6- Zomby- Dedication



7- James Blake- James Blake



8- Jamie Woon- Mirrorwriting



9- Radiohead- The King of Limbs



10- Glasvegas- Euphoric /// Heartbreak



11- Austra- Feel it Break



12- Bon Iver- Bon Iver



13- Bodi Bill- What



14- IamX- Volatile Times



15- Washed Out- Within and Without



16- King Creosote & Jon Hopkins- Diamond Mine



17- My Brightest Diamond- All Things Will Unwind



18- REM- Collapse Into Now



19- Metronomy- The English Riviera



20-Kate Bush- 50 Words of Snow



21- Nicolas Jaar- Space is only Noise

22-Moby- Destroyed

23-Peter Gabriel- New Blood

24-Feist- Metals

25-Björk- Biophilia

26-Danger Mouse &Danielle Luppi- Rome

27-Zola Jesus- Conatus

28-GusGus- Arabian Horse

29-Ane Brun- It All Starts With One

30-Tom Waits- Bad As Me

31-Apparat- Devil’s Walk

32-Ladytron- Gravity The Seducer

33-Suuns- Zeroes QC

34-Lykee Li- Wounded Rhymes

35-Kasabian- Velociraptor

36-Patrick Wolf- Lupercalia

37-M83- Hurry up, We’re Dreaming

38-The Field- Looping State of mind

39-Destroyer- Kaputt

40-Anna Calvi- Anna Calvi

7 Aralık 2011 Çarşamba

İster şurup, ister şarap niyetine!





















21 Şubat 2012'de yayınlanacak yepyeni Tindersticks albümü “The Something Rain”in ilk ayak sesleri duyuldu: Albümün medarı iftiharı “Medicine” görücüye çıktı. Ve ben bugün ilk kez "Medicine"ı dinlerken şunu düşündüm. Uzun zamandır bu kadar taze ve farklı tınlayan bir Tindersticks şarkısı dinlememiştim. Uzun zamandır hiçbir Tindersticks şarkısını böyle sevmemiştim. 2010 tarihli önceki albüm "Falling Down a Mountain"ın yarattığı hayal kırıklığı, yerini derin ve sakin, bambaşka sulara bırakacak gibi görünüyor. İşte terkedilmiş kadehler, toz tutmuş çocukluk oyuncakları, kullanılmış kibritler ve ertelenmiş dizeler kadar esrik "Medicine"... Anlaşılıyor ki yıllar sonra yeniden, yeni bir Tindersticks albümü için heyecanlanmaya değer.