24 Mayıs 2011 Salı

Düşenin dostu olmaz!













Gorillaz / The Fall

Berlin ayağını benim de izleme şansını yakaladığım çok ihtişamlı “Plastic Beach” turnesi sırasında yollarda, otel odalarında kaydedilen bu “ara” Gorillaz albümü, yılın ilk büyük sürprizlerinden biri oldu.

Son derece sakin, minimal ve iddiasız bir tona sahip “The Fall”, diğer Gorillaz yapımlarına göre çok daha karanlık, kişisel ve ağır sularda ilerliyor. Yollarda, otel odalarında kaydedilmiş olması, onu büyük orkestrasyonlara sahip büyük bir albüm olmaktan çıkarıp, kişisel klavye becerileriyle bezeli küçük ve mütevazi bir yapıma dönüştürüyor. Elbette bu hem şarkıların hazmını zorlaştırıyor, hem de bildik Gorillaz eğlencesini, daha içe dönük, karanlık ve tekinsiz köşelere doğru sürüklüyor.

Son sözde The Fall, tıpkı adı gibi, hızlı ve haz dolu kimyasal bir gecenin, büyük ve sert düşüşlerinden birini anımsatıyor. Damon Albarn’ın yorgun ve kısık sesinden muhteşem güzellikteki “Revolving Doors” ve Bobby Womack’ın vokaliyle “Bobby in Phoenix”e özellikle dikkat. Çünkü bu düşüş, ancak bu şarkılarla atlatılabilir.