Gorillaz’ın yeni albümü “Plastic Beach”, bizi Pasifik Okyanusu’nda bir çöp adaya götürüyor ve kulağımıza şaşırtıcı şarkılar fısıldıyor.
Gorillaz- Plastic Beach/ EMI
Gorillaz 5 yıl aradan sonra çıkardığı 3. stüdyo albümü Plastic Beach’le bizi her şeyiyle incelikle kurgulanmış, tuhaf bir dünyaya fırlatıyor. Pasifik Okyanusu’nun güneyinde, yerkürenin çöplerinden ve plastik atıklarından oluşan, medeniyetten uzak bir ada burası. İyi pop müziğin neredeyse “yok” denecek kadar azaldığı bir dönemde bize pırıl pırıl şarkılar sunan, her birinde farklı kimlikler, sesler, türler deneyerek önyargılarımızı darmadağın eden, özgürleştirici bir dünya bu! Blur’dan beri her yeni projesiyle mucizeler yaratan dahi müzik adamı Damon Albarn’un elinden çıkma bu dünyada, hem Rap’in duayeni Snoop Dogg, hem eski Punk’çılar Mick Jones ve Paul Simon yer alıyor. Hem Glam’in babası Lou Reed, hem Hip-hop’un önemli isimlerinden De La Soul söz alıyor. Birbiriyle son derece uyumsuz bu isimler oldukça şaşırtıcı bir atmosfer yaratıyor ve bu kez Gorillaz, tüm bu kontrast içinde hiç Gorillaz gibi tınlamıyor.
Albüm sis düdükleri, dalga ve martı sesleriyle açılarak bizi ada sahiline bırakıyor önce. Kısa bir süre sonra albümün en sürprizli anı geliyor. Lübnan Ulusal Arap Müziği Orkestrası, Beyrut’ta kaydedilen oryantal şarkı “White Flag” ile İsrail jetlerinin gökte yarattığı ses patlamalarını resmediyor. Ardından gelen Albarn vokalli “Rhinstone Eyes” ve Bruce Willis’li klibiyle çok beğenilen 80’ler tadındaki “Stylo”, albüme hemen ısınmamızı sağlıyor. Muhteşem “Empire Ants” ve çocuksu keyboard melodisiyle öne çıkan Lou Reed ve Albarn düeti “Some Kind of Nature”, bize albümün en yoğun, en etkileyici anlarını yaşatıyor. Ve tam bu noktadan sonra albüm daha sakin ve olgun sulara yelken açıyor. Özellikle “On Melancholy Hill” ve şairane “Cloud of Unknowing” unutulmaz birer iz bırakıyor.
Kirlenen okyanuslar, kuraklık, aşırı nüfus ve kıyamet alametleri… Gorillaz dümeni bambaşka sulara kırıp ulaştığı bu kurgusal adada, yaşını başını almış çizgi karakterleriyle bizi dünyanın korkunç ve saçma yanlarını işaret ediyor. Ve bize bir kez daha hatırlatıyor: İstersek çöplerin arasından bile pırıl pırıl şarkılar ve çocuksu mutluluklar çıkarabiliriz.
Gorillaz 5 yıl aradan sonra çıkardığı 3. stüdyo albümü Plastic Beach’le bizi her şeyiyle incelikle kurgulanmış, tuhaf bir dünyaya fırlatıyor. Pasifik Okyanusu’nun güneyinde, yerkürenin çöplerinden ve plastik atıklarından oluşan, medeniyetten uzak bir ada burası. İyi pop müziğin neredeyse “yok” denecek kadar azaldığı bir dönemde bize pırıl pırıl şarkılar sunan, her birinde farklı kimlikler, sesler, türler deneyerek önyargılarımızı darmadağın eden, özgürleştirici bir dünya bu! Blur’dan beri her yeni projesiyle mucizeler yaratan dahi müzik adamı Damon Albarn’un elinden çıkma bu dünyada, hem Rap’in duayeni Snoop Dogg, hem eski Punk’çılar Mick Jones ve Paul Simon yer alıyor. Hem Glam’in babası Lou Reed, hem Hip-hop’un önemli isimlerinden De La Soul söz alıyor. Birbiriyle son derece uyumsuz bu isimler oldukça şaşırtıcı bir atmosfer yaratıyor ve bu kez Gorillaz, tüm bu kontrast içinde hiç Gorillaz gibi tınlamıyor.
Albüm sis düdükleri, dalga ve martı sesleriyle açılarak bizi ada sahiline bırakıyor önce. Kısa bir süre sonra albümün en sürprizli anı geliyor. Lübnan Ulusal Arap Müziği Orkestrası, Beyrut’ta kaydedilen oryantal şarkı “White Flag” ile İsrail jetlerinin gökte yarattığı ses patlamalarını resmediyor. Ardından gelen Albarn vokalli “Rhinstone Eyes” ve Bruce Willis’li klibiyle çok beğenilen 80’ler tadındaki “Stylo”, albüme hemen ısınmamızı sağlıyor. Muhteşem “Empire Ants” ve çocuksu keyboard melodisiyle öne çıkan Lou Reed ve Albarn düeti “Some Kind of Nature”, bize albümün en yoğun, en etkileyici anlarını yaşatıyor. Ve tam bu noktadan sonra albüm daha sakin ve olgun sulara yelken açıyor. Özellikle “On Melancholy Hill” ve şairane “Cloud of Unknowing” unutulmaz birer iz bırakıyor.
Kirlenen okyanuslar, kuraklık, aşırı nüfus ve kıyamet alametleri… Gorillaz dümeni bambaşka sulara kırıp ulaştığı bu kurgusal adada, yaşını başını almış çizgi karakterleriyle bizi dünyanın korkunç ve saçma yanlarını işaret ediyor. Ve bize bir kez daha hatırlatıyor: İstersek çöplerin arasından bile pırıl pırıl şarkılar ve çocuksu mutluluklar çıkarabiliriz.
Gorillaz - Stylo from mario ucci on Vimeo.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder